Küçük bir kuzey ülkesini -Finlandiya- eğitimde zirveye taşıyan temel ilke ve uygulamaların anlatıldığı, daha çok aslında Finlandiya ile ABD eğitiminin de kıyaslandığı bir kitap olmasına rağmen verdiği örnekler ile evrensel nitelikte bir kitaptır. Yazara göre eğitimde artık “inovasyon yoluyla reform” yerine “daha iyi uygulama yoluyla gelişmeye” odaklanılmalıdır. Bunun içinde aşağıdaki unsurlara dikkat edilmelidir.
- Düzenli teneffüs ve fiziksel aktiviteler uygulanmalıdır.
- Küçük veri, büyük veriye göre daha etkilidir.
- Hakkaniyete kesinlikle önem verilmelidir.
- Uydurma bilgiler ve şehir efsaneleri, daha iyi eğitim için verilen çabaları akamete uğratabilir.
Yukarıda sayılan unsurlar uygulanırken ise yazara göre “Eğitimde yaptığınız değişiklikleri aceleye getirirseniz, her şeyi berbat edersiniz”.
Onlarca ülkenin örnek olarak aldığı Finlandiya eğitiminin temel felsefesi ise;
- Öğrenme sürecini her bir öğrenciye uyacak şekilde kişiselleştirmek,
- Çok yönlü öğretim metotlarıyla karmaşık bilgi ve becerileri muhtelif biçimlerde öğretmek,
- Uygun yöntemler ile öğrenim destekleri olduğu sürece herkesin her şeyi öğrenebileceğini kabul etmek şeklindedir.
Ayrıca yazar genel olarak aşağıdaki fikirleri de savunmaktadır;
-
- Artık eğitimle amaçlanan şey demokrasileri ayakta tutacak aktif yurttaşlar yetiştirmek değil; bilim, matematik ve teknoloji alanlarında yetkinleşmek ve buluşlara imza atmaktır. 21. yy öğrenci profiline uygun bireyler yetiştirmektir.
21. Yüzyılda Öğrenci Profili hakkında detaylı bilgi için tıklayınız. |
- Bir grubun üyeleri ya hep birlikte başarırlar ya da hep birlikte başarısız olurlar ki bunun için eğitimde takım çalışması ve işbirlikçi öğrenme oldukça önemlidir ve eğitim-öğretim ortamlarında uygulanması gereken bir yöntemdir.
- Okulda yalnızca öğrenciler değil, öğretmenlerde öğrenmektedir ve öğrenmelidirler de.
Finlandiya eğitim sisteminin başarılı olması ve diğerlerininse başarısız olmasını ise yazar dört başlık altında toplamaktadır. Yazara göre haklı olarak bu dört fikir ve düşünceye dikkat edilmesi durumunda eğitim sistemi başarılı olurken dikkat edilmeyen durumlarda eğitim sistemi yerinde sayacak hatta ülkeyi geriye götürecektir. Bu dört temel düşünce ise;
-
Teneffüs hakkını ihlal etmeyin;
Daha fazla dersin öğrencinin daha iyi öğrenmesi anlamına gelmediği bir gerçektir. Örneğin; matematiğe daha fazla zaman ayrılması, matematiğin daha iyi öğrenileceği anlamına gelmez. Aksine bu ek süreyi daha eğlenilecek ve verimli geçirilecek derslere harcamak daha mantıklıdır.
-
İstatistikleri değil, küçük veriyi kılavuz edinin;
Veri küçük olsun ama nitelikli olsun; vaktinde, amaca yönelik, gelişime açık, kolektif olarak edinilen bilgiyi kullandırsın.
-
Eşitlik yetmez, hakkaniyeti hedefleyin;
Eşitlik ile hakkaniyetin eşit sayıldığı bazı durumlar bulunmaktadır. Ancak bir elma ağacından 3 farklı boydaki çocuğun aynı boydaki sandalyeler ile en yukarıdaki elmayı almaları istenilince nasıl ki en uzun boylu ile en kısa boylu arasında adaletsizlik söz konusu oluyorsa eğitimde buna benzer durumlar en aza indirgenmelidir.
-
Şehir efsanelerine aldırmayın;
Finlandiya eğitim sisteminde öğretmenlik mesleğinin çok önemli olması ve öğretmenlerinde en yüksek akademik başarılı öğrenciler içerisinden seçildiği gibi bir yanlı düşünce söz konusudur. Asıl olan ise öğretmen olacak adayların; iletişim becerisi, takım çalışması, karakter, öğretmenliğe uygunluk gibi özellikler ile değerlendirmeye alınmasıdır.
Kitabın bu gibi önemli fikirleri yanı sıra vermek istediği en önemli mesaj ise; Eğitim alanında kullanılabilecek yönetim fikirlerinin ve inovasyonların çoğu zaten dünyada veya ülkenizde bir yerlerde sizi beklemektedir. Önemli olan bazen yeni araştırmalar yapmak yerine var olanları bulup doğru yerde kullanabilmektedir.