Merhaba sevgili okurlar bugün sizlerle yeni bir kelime öğreneceğiz. Bu kelimenin adı “Ideathon”. Eminim şu an çoğunuz ne kadar yabancı bir kelime olduğunu düşünüyorsunuz. O yüzden hemen açıklamasına başlamak istiyorum. Öncelikle Ideathon kelime anlamı olarak “fikir atölyesi” demektir. Kavramın analizini yapacak olursak bir fikrin belli bir mekânda üretilmesi, ortaya atılması olarak yorumlayabiliriz. Bu ikisini bütün olarak ele aldığımızda bir atölyede bir konu hakkında çeşitli çalışmalar doğrultusunda yeni bir fikre ulaşma denilebilir. Şu an sadece isminden bu yargıya ulaştık ve umarım çoğunuzun kafasında kavrama dair bir şema oluşmuştur. Konuyu irdelemeye devam edelim o zaman.
Ideathon (Fikir atölyesi), belirli konularda kısa bir süre içerisinde yeni fikir ya da projeler üretebilmek için katılımcıların takımlar halinde, açık bir inovasyon ortamında çalışarak fikirler ürettiği bir süreçtir. Çoğunuz bunun ne işe yaradığını merak ediyordur. O zaman daha fazla meraklandırmadan bunun sebebini açıklayayım. Günümüz teknoloji çağı olduğu için bizim de buna ayak uydurup adaptasyonu sağlamamız gerekir. Bu adaptasyon sürecinde robotlar, yapay zeka ve internetin hakim gücü bizim işsiz kalmak, para kazanamamak gibi korkularımızı tetiklemektedir. Bu nedenle günümüz iş dünyasında yer edinebilmek için de yeni fikirler üreten çözüm odaklı bireyler olmalıyız ve böyle bireyler yetiştirmeliyiz. Fikir atölyeleri grup etkileşimi ile yeni fikirler üreten bireyler yetiştirilmesine de olanak sağlar.
Yapay zeka kategorisine ulaşmak için tıklayınız. |
“Ideathon” nasıl yapılır? Hangi konularda yapılabilir?
Fikir atölyesinde 48 saatlik bir çalışma ortamı düzenleniyor ve bir konu belirleniyor. Bu konular spor, iş, reklam, sosyal vb. olabilir. Daha sonra fikirler tartışılmaya başlanıyor. Müşteriye ya da o konunun muhataplarına iki gün boyunca sunuluyor. Ardından bir jüri grubu oluşturuluyor. Gereken sunumlar yapıldıktan sonra aralarından biri birinci seçiliyor. Peki sizce bu tercihi yapmanın amacı nedir? Eminim hepinizin birer cevabı vardır. Bunu size bir örnek üzerinde açıklayabilirim.
Mesela bir reklam şirketinin yöneticisi olduğunuzu düşünün. Önce bir konu belirlersiniz. Diyelim ki araba ile ilgili bir reklam yapacaksınız. Bir grup oluşturulur, gereken tartışmalar yapılır ve fikirler üretilir. Sonra bu fikirler internet üzerinden müşterilere sunulur ve dönütler alınır. Ardından jüri oluşturulur ve bu fikirlerden en iyisi seçilir. Peşi sıra uygulanmaya başlanır. Bu nasıl bir avantaj sağladı bize? Öncelikle zamandan tasarruf sağlandı çünkü iki gün gibi kısa bir sürede birden fazla fikir üretildi. En beğenileni ve tutulanı alındı. İkinci olarak maddi tasarruf sağladı. Hangi yönetici denenmemiş bir fikre milyonlarca para yatırımı yapar ki?
Fikir atölyesinde, hayatınızda hiç duymadığınız bir konu hakkında sizden bir şeyler isteniyor ise bu durumda bir mentor atanır ve bu mentor gereken yönlendirmeleri yaparak sizin konuya rahatlıkla ulaşmanızı sağlayacak sorular sorarak sizi yönlendiriyor. Bu da size ekstra bir kolaylık sağlıyor. Bunlar size biraz yoğun gelmiş olabilir. Ama çoğu zaman bunlara ek eğlenceli faaliyetler düzenlenip bireylerin kafasını dağıtarak tekrar konuya odaklanma sağlanıyor. Zaten o yarış havası ve birinci olma duygusunun verdiği haz ile iki günün nasıl aktığını çoğu katılımcı fark etmiyor bile. Fikir atölyesi bundan ibaret ama ekstra bir bilgi de verebilirim. Bununla ilgili birçok yarışma düzenleniyor. TÜBİTAK’ ın şu an bununla ilgili bir çalışması mevcut. Bir süreliğine kamp düzenleniyor, bu kampta akademisyen ve doktora öğrencilerinin bilimsel yeterliliklerini arttırmak ve bir konu hakkında araştırma yapabilecek düzeye getirmek amacıyla çalışmalar yürütülüyor.
Unutmayın ki iyi bir fikir hayatınızı değiştirir.