Bu yazımızda suskunluk sarmalı hakkında detaylı bilgiler verirken bu duruma yönlendiren etkenlerden de bahsedeceğiz. Bireylerin desteklemiş oldukları görüşler toplumsal alanda bulunan görüşlerle tutarsızsa veya bulunduğu ortamda kabul görülmüyorsa, birey içten içe fikirlerini yutacak ve karşı tarafa bu fikirleri aksettirmeyecektir. Örneğin; Okuldaki sınıflarda, soyunma odalarında, şehir otobüslerinde, akraba ziyaretlerinde, arkadaş ortamlarında vb. gibi ortak kullanım alanlarındaki bireyin görüşleri, bulunduğu bu toplumsal ortamlardaki insanların görüşleri ile çelişiyor ise kişi kendini dışlanmış hissedecek ve görüşlerini paylaşmayacaktır. Aynı kişi görüşlerinin halkın gözünde gittikçe daha yaygın hale geldiğini hissederse, bu sefer görüşlerini yüksek sesle dile getirmeye çalışması içten bile değildir.
Sessizlik Sarmalına Günümüzden Bir Örnek
Kitle iletişim araçlarının baskın fikirleri aktarırken çelişkili düşüncelere ise gittikçe daha az yer verilmektedir. Bu sarmal sayesinde baskın fikirleri ifade edenlerin sayısı artarken, karşıt görüş belirtenlerin sayısı ise bir hayli azalmak durumunda kaldı. Pek çok insan, önemli kamu işlerinde yalnız kalmaktan kaçınmak için etrafına bakar. Hangi fikirlerin güçlendiğini ve hangi fikirlerin azaldığını anlamak için ipuçları arar. Bir kişi kendi öz benliğinde savunduğu ve toplumsal olarak da kabul görülmesini istediği düşüncelerinin sayısının günden güne azaldığını fark ettiğinde, bu tür düşüncelerin azlığından rahatsızlık duyar ve kendini dış etkenler tarafından kullanılmış gibi hisseder. Kendi özünde kabul gördüğü fikrin doğruluk payını sorguladığı vakit çelişkiye düştüğünde de bu durum gerçekleşebilir. Sonuç olarak, yanlış olsa bile, egemen düşünce daha güçlü ve daha meşru hale gelebilir.
“Kitle İletişim Araçları ve Suskunluk Sarmalı” hakkında makale okumak için tıklayınız. |
Reddedilme ve Dışlanma Korkusu;
“Suskunluk Sarmalı” olarak adlandırılan bu durumun ivmesine ivme katmakla kalmayacak, bireyin içinde bulunduğu toplumdaki kutuplaşmalara da zemin hazırlayacaktır. İnsanlar sosyal dışlanmadan kaçınmak için kendi yöntemleriyle önlemler alırlar. Önleyici tedbirler alma varsayımını iki kelime ile açıklarsak bunlar şüphesiz ki itaat ve çevreye uyum olacaktır.
Bir diğer yandan girişimci ve toplumdaki lider insanların ortak özelliklerine baktığımızda, en çok girişkenlik ve fikirlerini savunabilme özelliği ortaya çıkmaktadır. Fikirler savunuldukça büyümekte, büyüdükçe kabul edilebilirliği artmakta ve genel geçerlilik arttıkça da yeni bir inovatif düşünce ortaya çıkmış olacaktır.
Suskunluk Sarmalı Modeli;
Bireyler, kendi fikirlerine benzer fikirleri veya görüşleri, içinde bulunmuş olduğu toplumda yayıldığını hissederse, toplumdaki statüleri ve otoriteleri hakkında endişelenmeden güvenle iletişime başlayıp kendi fikirlerini de beyan edecektir. Bu durumun aksi bir oluşumunda, insanlar fikirlerinin toplumun önünde kaybolduğunu ve genel statülerini kaybettiklerini fark ettiklerinde, içe kapanmaya başlayacak ve kendi öz düşüncelerini içlerindeki benliklerde saklı tutacaktır.
Sonuç Çıkarılması Gerekirse;
Fikirlerini, bulundukları toplumsal her ortamda dile getiren kişiler iki seçenek vardır. Birincisi toplum nezdinde idol bir insan olmak. İkincisi ise toplumdan sonsuza kadar uzaklaştırılıp ötekileştirilmek. Bu seçenek döngüsü kısır döngüde dönmeye devam ettikçe; Toplumdaki bireyler kendi iç dünyasındaki alanlarda fikirlerini savunmaya devam edecektir. Ayrıca toplumda genel geçer olan yanlış bilgileri ve düşünceleri kabul etmeye devam edecektir.
“IDEATHON – Fikir Atölyesi Nedir? Nasıl Yapılır?” hakkında detaylı bilgi için tıklayınız. |